DENGE MANİFESTOSU
- Yavuz Yılmaz
- 7 May 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Haz 2024

Her şey zıddıyla kaimdir şu fani dünyada. İyi varlığındaki manayı kötüye, doğru yanlışa, güzel çirkine borçludur en nihayetinde. Kimisi ahenk derken buna, kimisi uyum demekle yetinir, kimisi de rastgelelik diye çılgınca söylemlerde bulunur. Bizim kelamımız ise “denge” olmalı diyor ve söze bu perspektiften bakarak başlıyoruz.
Bu toprakların evvelinden beri alışkın olduğu bir kelimedir denge. Biz zor durumlar karşısındaki takındığımız vakur duruşumuzla içimizdeki deryaları, varlık ile sınanırken itidalli karakterimizle para ve makamın geçici iktidarına kapılmayı ve söylenecek sözümüz çokken dahi kalem ele varınca haddi aşmamamızla ettiğimiz kelamın hakikatten uzaklaşmasını dengeleriz.
Erdemi denge öğretmiştir bize. Neyi, nerede, ne kadar kullanmamız gerektiği konusunda yolumuzu aydınlatırken verdiği sükût ile de saadetimizi perçinlemiştir. Delikanlı edebiyatı yaparken içindeki coşkun sellere bent çekenlerin sabrında, sevgisini gösterirken kimseyi zora sokmamaya gayret edenlerin hassasiyetlerinde karşımıza çıkmaktadır erdem suretinde denge. Merhum Abdurrahim Karakoç’un
“Gölgesinde otur amma, Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara, Toprak senden incinmesin” mısralarına kulak verdiğimizde de rastlarız dengenin erdemine. Ustanın işaret ettiği nazardan bakıldığında dengeyi korumanın, haddi aşmamanın ve kibre kapılmamanın insana hassasiyet ve zarafet kattığını görmekteyiz. Sadece estetik açıdan bakmayalım olaya. Başarılı insanların demeçlerini incelediğimizde temelde yatan disiplinin sağladığı denge üstüne kurulu bir hayat standardının başarı için mutlak surette olması gerektiğini görmekteyiz.
Kişi her alanında dengeyi ve dahi ölçüyü kaçırmamayı kendine düstur edindikçe görecektir ki saadet ve başarı(muvaffakiyet) kaçınılmazdır. Bu yüzden gönül rahatlığıyla “Mütevazi bir şahsiyet olabilen insan; dengenin en güzel halini kendine elbise etmiş, kainattaki dengeye ibret nazarıyla bakmak kemaline ulaşmıştır.” diyebilmekteyiz.
Turgut Uyar’ın da: “Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği…” dediği gibi denge içinde kaosu da barındırmaktadır ve kim dengeden uzaklaşacak bir harekette bulunsa karşısında muhakkak bir felaket, sorun ya da problem bulacaktır. Dengesiz sohbetlerin, ilişkilerin ve hatta adımların dahi ileriye gitmediğini gördüğümüz bu günlerde dizginleri olanca farkındalıkla beraber elde tutmakta fayda olduğunu söyleyebiliriz.
Bu yazıyı okurken etrafında çoğu konu üzerinde hassasiyetini kaybetmiş yakınlarını gözünün önüne getiren sevgili okuyucu, yazıma son verirken içinde o yakınlarına karşı duyduğun kızgınlık, suçluluk vb. duygularına dikkat etmeni ve dengeni kaybetmemeni senden temenni ederim.
Comments